MEVLANA HAKKINDA...
GEL, NE OLURSAN YİNE GEL
İster kafir,ister ateşperest,ister putperest ol,yine gel.Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.Yüz kere tevbeni bozmuş olsan da yine gel.”Mevlana’nın en önemli evrensel mesajı olarak nitelendirilen bu meşhur rubai,Divan-ı Kebir’ e ait sadece bir yazma nüshanın sonunda yer almaktadır,Mevlana’nın olduğuna dair elimizde yeterli delil yoktur.Hz.Mevlana’nın “Gel, gel, ”yahut “ Gelin,gelin ” sözleriyle başlayan bir çok manzumesi bulunduğundan ve eserlerinde sıkça umut aşılayan sözlere yer verdiğinden dolayı bu rubai, kendisine yakıştırılmış olmalıdır.Nitekim söz konusu manzume, Horasan tasavvuf ekolünün kurucularından Ebu Said-i Ebu’l-Hayr’ın,matbu şiirleri arasında yer almaktadır.Dolayısıyla Mevlana’nın da düşünce tarzına aykırı olmamalıdır.Bu sözlerin,” din ve inanç farkı gözetmeksizin bütün insanları bir saymak ” şeklindeki yorumu, kanaatimizce bir ömrü Allah aşkı ve Peygamber sevgisi uğruna mücadelelerde geçirmiş ve ancak bu ikisi üzerine insana saygı ve hoşgörüyü bina etmiş bir mütefekkirin düşünce tarzı ile bağdaştırılamaz.
MEVLANA ‘NIN VASİYETİ..
Mevlana etrafındakilere şu vasiyeti bırakmıştır: “ Ben size gizli ve aşikar olarak Allah’tan korkmanızı,az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi,günahlardan çekinmenizi,oruca ve namaza devam etmenizi,daima nefsi arzulardan kaçınmanızı,insanların cefasına tahammül göstermenizi,manen büyük ve salih kişilerle görüşüp bayağı kimselerden uzak durmanızı tavsiye ederim.İnsanların hayırlısı,insanlara faydalı olandır.Sözün hayırlısı ise az olup maksadı ifade edendir.Hamd bir olan Allah’a mahsustur.Tevhid ehline selam olsun ”
Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür yayınları.No.111
MEVLANA HAKKINDA...
SEB-İ ARUS TÖRENİ..
Bilindiği gibi mevlevilik aleminde musikinin özel bir yeri vardır.Mesnevi’sine Ney’in hikayesiyle başlayan ve onun dilinden konuşan Hz.Mevlana bu özel yeri şöyle ifade eder.”Bilge kişiler, ‘Bu nağmeleri göklerin dönüşünden aldık ‘demişlerdir.Evet insanların tanburlarla çaldıkları,ağızlarıyla söyledikleri bu güzel sesler,göklerin dönüşünden alınmadır.Biz hepimiz, Adem Peygamber’in cüzleri idik.Cennette o nağmeleri dinledik.Gerçi su ile toprak,ruhumuzu şüpheye düşürmüş ve bizi yanıltmıştır,fakat yine de o nağmeleri birazcık olsun hatırlıyoruz.İşte bu yüzdendir ki sema,aşıklara gıdadır..” Çünkü onda kalp huzuru,Allah’ı hissetme,sevgiliyi bulma hayali vardır.
Mevlevilerin ayin şekli olan semadaki her bölümün,hareketlerin ve kıyafetlerin sembolik birer manası da vardır..Mesela semazenin başındaki sikkesi mezar taşını,hırkası kabri,tennure adı verilen beyaz elbisesi kefeni temsil eder.Semazenin kollarını çapraz bağlayıp ayaklarını mühürlemesi bir rakamını temsil etmektir.Böylece o,Hakk’ın birliğini tasdik eder.Sema ederken sağ elin yukarı,sol elin aşağıya dönük olması,”Hak’tan alıp halka verme” düsturunu gösterir.Bütünüyle sema,yaratılışı,hakikate yönelen kulun,aşkla yücelip nefsini terk ederek Hak’ta yok oluşunu ve kamil bir kişi olarak tekrar kulluğa dönüşünü simgeler.Bir ayin şekli olarak Hz.Mevlana’dan önce de bazı tarikatlerde sema yapıldığını kaynaklardan öğreniyoruz.Ancak onun bu tercihinden sonradır ki sema,bugün dahi yerli ve yabancılar için cazibesini artarak sürdüren bir unsur olarak yüzyıllardır varlığını devam ettirebilmiştir..
GÜNÜMÜZDE MEVLANA 'NIN ÖNEMİ.. (PARAMPARÇA OLMUŞ GÖNÜL HIRKALARINI,DİKER..YAMARIZ BİZ...MEVLANA)
Bugün modern hayatın getirdiği nimetlere mukabil,biyolojik ihtiyaçlarının karşılanmasıyla tatmin olmayan,acımasız rekabetler içerisinde basit bir tüketim aracı olmayı kabullenemeyen,dahası hayatın derin anlamını arayan ve içinde bulundukları manevi boşluğu doldurmak isteyenler,akın akın Hz.Mevlana’ nın bütün insanlığı kucaklayan fikirlerine, engin sevgi ve hoşgörüsüne doğru koşmakta,onun manevi huzuruna gelmekte,semazenlerin vecd içindeki dönüşlerine gönülleriyle iştirak ederek ruhlarını yıkamaya çalışmaktadırlar.Milyonları içine alan bu ilgi ve sevgi,kuşkusuz samimiyetin,ihlasın,gönülden bağlılığın eseri,sahip olduğumuz yüce değerlerin bereketi sonucudur..
“GEL,NE OLURSAN YİNE GEL. İster Kafir,ister ateşperest,ister putperest ol,yine gel.Bizim Dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.Yüz kere tevbeni bozmuş olsan da yine gel “
MEVLANA 'DAN HATIRALAR VE ÖĞÜTLER...
MECLİSE EN SON GELMESİNİN SEBEBİ:
O zamanki devlet büyüklerinin saraylarında düzenlenen sohbet ve sema meclislerine Mevlana daima en sonra, bütün müridlerinin geldiğine kanaat edince girerdi.Bu durumu merak eden Hüsameddin Çelebi bir gün kendisine kapıda uzun süre beklemesinin sebebini sorunca Mevlana dedi ki: ” Eğer biz herkesten önce saraya girersek,bizden sonra gelen arkadaşlarımızın bazılarının içeri girmesini görevliler engelleyebilirler.Onlar da sohbetimize katılamazlar.Eğer biz,onları bu dünyada bir vezirin,bir emirin sarayının kapısından içeri sokamazsak,yarın kıyamet gününde ahiret sarayına ve Allah’ın huzuruna nasıl sokabiliriz? ”
“ALLAH’IN VE PEYGAMBER’İN SÖZLERİNDEN ÖĞÜT ALMIYORSAN…”
Bir gün büyük devlet adamı Muineddin Pervane,gönülden bağlı olduğu Mevlana’ yı ziyarete gidip kendisine öğüt vermesini rica eder.Mevlana, bir süre başı önünde düşündükten sonra başını kaldırır ve Muineddin Pervane’ ye der ki.” Emir Muineddin! Senin Kuran-ı ezberlediğini duydum, doğru mu? Muineddin memnuniyet içinde “ Evet ” der.Mevlana tekrar,” Hadis konusunda da Camlü’l-Usul’ü Şeyh Sadreddin’den dinliyormusun.”Mademki,Allah’ın ve Peygamberinin sözlerinden öğüt almıyorsun benim sözlerimden mi ibret alacaksın.” Muineddin Pervane mahcup olur,ağlayıp huzurundan ayrılır..
DÜŞMANININ SENİ SEVMESİNİ İSTERSEN…
“Mevlana bir gün, oğlu Sultan Veled ile sohbet ederken der ki: ” Baheddin! Eğer sen düşmanını sevmek istersen ve düşmanının da seni sevmesini istersen; kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle.Günü geldiğinde o düşman, senin dostun olur.Çünkü gönülden dile,dilden de gönüle yol vardır.”
“ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKTE PAPAZI GEÇTİK”
Bir gün Mevlana ile görüşmeye gelen birkaç papaz yolda kendisine rastlarlar ve saygıyla başlarını eğerek selam verirler.Mevlana, onların bu davranışına aynı şekilde karşılık verir. Papazlar saygı için eğdikleri başlarını kaldırdıklarında Mevlana ‘nın hala saygıyla eğilmiş halde bulunduğunu görürler ve bu hal birkaz kez tekrar eder.Mevlana medreseye döndüğünde Sultan Veled’e derki “Allah’a şükür,bugün tevazuyu papazlara bırakmadık.”
“ KÖTÜ OLDUKLARI İÇİN ONLARI MÜRİTLİĞE KABUL ETTİM ”
Sarayda toplanan bir divanda Muineddin Pervane konuşma sırasında; “Mevlana, yüz yıllar boyunca güç yetişir bir erdir.Onun gibi bir sultanın eşi ve benzeri yok.Ama çevresinde toplananlar kötü kişilerdir.” diye bir söz sarfetti.Orada bulunanlardan biri bu sözü Mevlana’ ya ulaştırdı.Mevlana, Muineddin’ e bir mektup yazdı ve dedi ki” İyi olsalardı, ben onlara mürit olurdum,kötü oldukları için onları müritliğe kabul ettim.”
SEN DE BUNDAN ANLAMAZSIN! ”
Bir gün Mevlana,medresenin bahçesindeki havuzun başına oturmuş kitap okuyordu. O esnada Şems-i Tebrizi yanına gelip ona ne okuduğunu sordu.Mevlana; “Sen bunlardan anlamazsın “diye karşılık verdi.Bunun üzerine Şems-i Tebrizi kitapları alıp havuza attı.Mevlana şaşırmış ve “ Babamın kıymetli kitabına yazık oldu ” diye üzüntüsünü bildirmişti.Mevlana’nın üzüldüğünü gören Şems-i Tebrizi,elini uzatıp teker teker kitapları suyun içinden alarak Mevlana’ya verdi.Hayretler içerisinde kitapların hiçbirisinin ıslanmamış olduğunu gören Mevlana,”Bu nasıl bir iştir? ” diye sorunca Şems-i Tebrizi; ”Bu bir sırdır, sende bundan anlamazsın ” dedi..
MEVLANA ‘NIN NAŞI GELİNCE BABASI AYAĞA KALKTI MI?
Mevlana,Hakk’a yürüyünce, babası Sultanü’l-Ulema Bahateddin Veled’in başucuna defnedilmiş, daha sonra buraya türbe inşa edilmişti.Mevlana’nın kabri üzerine Abdülvahid isimli bir sanatkar tarafından,Selçuku oymacılığının şahaserlerinden biri olan görkemli bir ceviz sanduka yapılmıştı.l6.yüzyılda Mevlana’nın ve beraberinde bulunan oğlu Sultan Veled’in üzerine Kanuni Sultan Süleyman tarafından şimdiki mermer sanduka yapılınca,ahşap sanduka da Bahaeddin Veled’in kabri üzerine konuldu.Heybetli görünümünden dolayı bu manzara,halk tarafından “Mevlana gelince babası ayağa kalktı”şeklinde yorumlanmıştır..
“TÜRBEMİZİ YÜKSEK YAPSINLAR”
Birgün Mevlana Hazretleri buyurdular ki,”Bizim müridleriniz türbemizi,uzak mesafelerdan görülmesi için yüksek yapsınlar.Kim türbemizi uzaktan görür,bize inanıp güvenirse Yüce Allah onu rahmete erişenler arasına katar.Tam bir aşkla,riyasız bir doğrulukla ve kesin bir güvenle türbemizi ziyaret edip namaz kılan kimsenin ise Allah her ihtiyacını giderir,muradına erdirir,dini ve dünyevi isteklerini yerine getirir.”
“BU ŞEHİR KIYAMETE KADAR KORUNACAKTIR “
Moğol Komutanı Baycu,büyük bir orduyla Konya’yı kuşattığında halk Hz.Mevlana’ya sığınıp ondan yardım ve dua dileyince şöyle söylemiştir.”Hiç korkmayın,Yüce Allah sizi Şeyh Selahaddin Hazretlerine bağışladı.Bu şehir,kıyamete kadar Moğolların kılıcından korunacaktır.Konya’ ya kasteden,bizim darbemizden kurtulamaz.Bahaheddin Veled Hazretleri’nin mübarek vücudu bu şehirde medfun bulundukça, Allah’ın izniyle bu belde bütün afetlerden korunmuş bir halde kalacak,bu şehrin dünyada büyük bir şöhreti olacak,bizim yerimize geçecek olanlarda orada esenlik ve güvenlik içinde olacaklardır.”
|